Allah korkusunu önce kendime, sonra başkalarına emrediyorum, çünkü Allah korkusu saadetin temelidir. Allah korkusu kötülüklerden korur ve kurtarır. Yüce Allah Kur’an’da buyuruyor:
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ ٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ حَقَّ تُقَاتِهِۦ وَلَا تَمُوتُنَّ إِلَّا وَأَنتُم مُّسْلِمُونَ
«Ey iman edenler! Allah’a karşı gereği gibi saygılı olun ve ancak Müslüman olarak can verin.»
Kur’an-ı Kerim, Âl-i İmrân, 3:102.
Bugün teknolojik devrim çağında yaşıyoruz. Teknoloji hayatımızın bir parçası haline geldi ve çocuklarımızın yetiştirilmesinde suç ortağı oldu. Her gün teknolojilerden yeni bir şeyle karşılaşıyoruz ve elbette gerçeğin peşinde koşan aklı başında herhangi bir kişi, bunların belirli ideolojik hedeflere ulaşmak için yaratıldığını ve belirli ideolojik akımların elinde bir silah olduğunu anlamalıdır.
Ne yazık ki çoğu insan yararlı ile zararlıyı, tehlikeli ile iyiyi birbirinden ayıramaz. Bu özellikle bizim genç neslimiz olan çocuklar ve gençler için geçerlidir. Genelde, çoğumuz, teknolojik yenilikleri duyar duymaz, gerekli dikkati ve öngörüyü göstermeden, yararlı mı yoksa zararlı mı olacaklak sorusunu sormadan hemen onları edinmeye çalışırız.
Bizim yetişen neslimiz, İslam toplumunun bel kemiği ve dirilişinin teminatıdır ve bu din düşmanlarının gençlerimize oklarını yöneltmeleri ve onları saptırmak ve çeşitli medya yardımı ile doğru yoldan çevirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları tesadüf değildir.
Ve bugün, iyi olan her şeyi itibarsızlaştırmak için kullanılan en tehlikeli araç internettir. Küresel ağ, her şeyi kapsayan bir kötülük, büyük bir sınav ve insanların dinini ve ahlaki değerlerini yok etmeyi amaçlayan en güçlü silahlardan biri haline geldi. Yetişkinler ve gençler, onları serbestliğin ve özgürleşmenin hüküm sürdüğü sanal bir dünyaya götüren internette ne kadar zaman kaybediyorlar. Araştırmalar, internetin savaşlardan ve felaketlerden daha tehlikeli olduğunu göstermiştir, çünkü savaş sırasında düşmanınızın kim olduğunu görebilirsiniz ve kendinizi ondan ne şekilde koruyacağınız açıktır.
İnternet söz konusu olduğunda, bu, düşmanın gizlendiği ve bilinmediği bir savaştır ve bu nedenle, herhangi bir direnç görmeden hedeflerine ulaşır. İnternet, genç nesil için gerçek savaşın yaşandığı bir savaş alanı haline geldi. Düşman da bu nesli ahlaksızlığa, fuhuşa ve en önemlisi kötü inançlara (akide) meyletmek için savaş veriyor. İnternet siteleri, televizyon kanallarının bile birkaç yıl boyunca yapamadığı bu tür kötülüklerin tohumunu kısa sürede ekme yeteneğine sahip.
Küresel ağın tüm avantaj ve faydalarını küçümsemiyoruz ve onu tamamen terk etmeye çağrıda bulunmuyoruz, ancak yalnızca bu dünya çapındaki ağın tüm zararlı yönlerini dikkate alarak kullanırken dikkatli olmamız gerektiğini söylüyoruz.
Bahsedilmesi gereken ilk şey, İnternetin Müslüman gençlerin zihinlerini, fikir ve düşüncelerini nasıl etkilediğidir. İdeolojik muhaliflerin temel görevlerinden biri de internet aracılığıyla Müslüman gençliği ilim ve bilim insanlarından uzaklaştırarak doğru inançları ve dünya görüşünü yerle bir edecek çeşitli belalara sokmaktır. Bunun için internet aracılığıyla gençleri İslam âlimlerine ve Müslüman toplumun imamlarına karşı çıkmaya teşvik etmekte, onları Müslümanların liderlerine karşı savaşmaya ve çeşitli iğrenç fiillere ve suçlara meyletmektedirler.
Zihinlerini nasıl etkiliyorlar? Sözde «akıllı telefonlar» da dahil olmak üzere çeşitli araçlar sayesinde. Bir genç, ilim ehlinin rehberliği olmadan bütün bu araçları kullanırsa, kendisini bu menfur ideolojilerine bulaştıran bu alçakların kurbanı olur. Bu nedenle, interneti ve gadget’ları kullanırken bizim ve çocuklarımızın çok dikkatli olması gerektiği konusunu her zaman akıllarda bulundurmak gerek.
Olur olmaz insanları dinlememeli, her şeyi gelişigüzel okumamalı ve kim olduğunu bilmediğimiz birinden bilgi almamalıyız. Büyük âlimlerimiz ve din mütehassıslarımızla çok kuvvetli bir bağımız olmalıdır. İnsanlar, büyüklerinin yanında, bilge büyüklerinin yanında oldukça hayır içinde olur. Peki insanlar İslam büyüklerini ve âlimlerini dinlemeyince ne oluyor? Bilinmeyen insanlardan bilgi almaya başlarlar ve onların propagandasına yenik düşerler. Bazen gençlerin dinlediği, sözlerini okuduğu kişiler arasında bu kişilerin kimliklerini bile tespit etmek zordur. Sadece takma adları var (Ebu…) ve onlar hakkında hiçbir şey bilinmiyor.
Bilgisi nedir? Kimden aldı? Ancak bu kişiler çok duygusal ve renkli konuşma yeteneğine sahip olup insanlarda duygu uyandırır ve bu sayede gençlerin akıllarını etkiler. Dolayısıyla tüm bu teknolojiler ve cihazlar bu açıdan çok büyük bir tehlikeyi temsil etmekte olup, yalana davet eden vesvese vaizlerine karşı öncelikle dostlarımızı ve çocuklarımızı uyarmalıyız. İnternetten dini bilgi alırken, Müslüman cemaatin alimleri tarafından onaylanmış güvenilir kaynakları kullanmamız şart. Ya bu âlimlerin siteleri, ya da bu âlimlerden sözlerini ve hükümleri bozulmadan nakleden kimselerin siteleri olması lâzım.
Bilmeniz gereken ikinci şey, genellikle programların ve web sitelerinin arkasında tek bir amacı olan insanlar olduğudur. Amaçları, Müslümanları saptırmak, şımartmak, Allah’ın dininden uzaklaştırmaktır. Ne yazık ki Müslümanlar, özellikle de genç erkek ve kızlar, bu tür programları bir an önce kullanmaya başlamaya çalışıyorlar. Ama gerçekte ne onlar? Bu bir cehennem ateşi çukuru! Bunları kontrolsüz kullanan insan, Yüce Allah’a itaatten uzaklaşmaya başlar, hatta Allah korusun bazen O’nun dininden de çıkar.
Bu meraktan ve özgüvenden kaynaklanır. Genç bir adam bir yazı görür ve içinde yazılanlarla ilgilenir ve okumaya başlar. Sonra bu siteden diğerine ve dolayısıyla siteden siteye taşınır, ayrım gözetmeden her şeye bakar ve okur. Sonuç olarak, kendisi farkına varmadan, kısır görüşlere ve bozuk bir dünya görüşüne doyurulur ve kalbi hastalanır. Ve belki de o (kalp) şimdiden ölümün eşiğindedir!
Kalbine neden kuruntular ve şüpheler girdi? Çünkü çok okur ve onları dinler. Bir şey kalbimizi nasıl etkiler? İki yoldan – görme ve duyma. Kişi kalbe zararlı olanı dinler ve okur – ve hastalanır. İnternete kendiniz girdiniz, kendiniz okuyup dinliyorsunuz, gözleriniz ve kulaklarınız aracılığıyla kalbinize erişimi kendiniz açıyorsunuz ve sonra merak ediyorsunuz: bu neden oluyor?! Bu nedenle kul, Yüce Allah’tan korkmalı ve O’nun dinlediklerini ve baktıklarını mutlaka kendisine soracağını hatırlamalıdır. Yüce Allah diyor ki:
إِنَّ ٱلسَّمْعَ وَٱلْبَصَرَ وَٱلْفُؤَادَ كُلُّ أُو۟لَـٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْـُٔولًۭا
«Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.»
Kur’an-ı Kerim, İsrâ, 17:36.
Yüce Allah’ın seni izlediğini, gökte ve yerde O’na hiçbir şeyin gizli olmadığını her zaman hatırla ve bu senin için en güçlü caydırıcı ve uyarıcı olacaktır.
İnternet’te var olan bir sonraki tehlike sosyal ağlardır. İnsanların iletişim kurduğu sosyal ağlar. Bu, günümüzde yaygınlaşan çok tehlikeli bir olgudur, Allah korusun. Allah’ın kendi üzerindeki kontrolünü unutan insan, yalan, iftira ve dedikodu ne varsa yazıp orada yaymaya başlar. Bazıları, insanları korkutmak ve aralarına panik ve endişe tohumları ekmek için hazırlanmış bilgileri kasten yayar. Bir sosyal ağa giren insan, “Beni kimse tanımıyor, şimdi takma isimdeyim” diye düşünür, sonra da fesatlıklara, iftiralara, dedikodulara girişir. Ancak Cenab-ı Hak buyuruyor:
أَلَمْ يَعْلَم بِأَنَّ ٱللَّهَ يَرَىٰ
«Allah’ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o?»
Kur’an-ı Kerim, Alak, 96:14.
Küresel ağın bir başka tehlikesi de, özellikle gençler üzerinde güçlü bir etkiye sahip olan çeşitli yasaklanmış tutkuların İnternet siteleri aracılığıyla yayılmasıdır. Çıplak insan görüntüleri ve «samimi» sahneler gösterildiğinde bu, gençlerde şiddetli şehvet uyandırır, haram zevklere olan şehveti artırır ve onları Cenab-ı Hakk’a itaatten uzaklaştırır.
Böylece, küresl ağın bazı olumsuz ve tehlikeli yönlerinden bahsettik, ancak hepsi bu değil.
Örneğin bilgisayar oyunları konusuna değinmek istiyorum çünkü düşmanımız internet oyunları da dahil olmak üzere çeşitli elektronik oyunlar aracılığıyla da temellerimizi sarsmak ve bizi doğru inançlardan mahrum etmek istiyor. Ne yazık ki, sanal oyunlar birçok yaşlı ve gencin hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geldi ve bu onları tamamen değiştirdi. Tarafsız olalım. Çocuklar ve ergenler için oyunlar da dahil olmak üzere bazı faydalar içeren programlar vardır. Bunlar aracılığıyla yabancı dil öğrenirler, akademik disiplinlerde ustalaşırlar, sosyal beceriler kazanırlar vb. Ancak bu konuya bilgisayar programlarının yararlarından bahsetmek için değil, neden oldukları büyük zararlar göz önüne alındığında kullanırken dikkatli olmanız gerektiğini hatırlatmak için değindik.
Ne yazık ki birçok ebeveyn, bunların çocuğun eğlenmesi ve güzel zaman geçirmesi için tasarlanmış zararsız oyunlar olduğunu düşünmeye devam ediyor. Verdikleri büyük zararı ve bir Müslümanın imanını nasıl yerle bir ettiğini görmek istemiyorlar. Örneğin, bu programlar bir kişinin (yaşlı, genç veya çocuk) kalbine, Evrende herkesin yapabileceği ve hiçbir şeyin baş edemeyeceği doğaüstü güçler olduğu inancını eker. Dolayısıyla, bir bilgisayar oyununun senaryosu, kritik bir anda tüm dünyanın nükleer bir felaketten kurtuluşunun bağlı olduğu bir süper kahramanın ortaya çıkmasını içerebilir. Bu da zaten bizim inancımıza aykırıdır, çünkü her Müslüman bilir ki, her şeyi mutlak ve eksiksiz olarak kontrol eden ve yöneten yalnızca âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır. Herşey sadece Onun elindedir ve O Yüce’dir.
Oynayan bir çocuk veya genç bu bilgisayar oyunlarında sıklıkla ne görür? Şeytanın sureti, putlar vb. Bazı keşişlerin, çeşitli din adamlarının, her türlü puta tapan insanların yüceltilmesi. Belki delikanlı ya da çocuk sonradan bunu yapmayacak ama en azından oğlunuz ya da kızınız bu tür şeylere alışacak ve kalpleri artık bunları kınanmayacak.
Bu oyunlarda kınanan ve yasaklanan başka neler var? Kişinin taktığı, kurtuluş ve korunma sağladığı tılsımlar. Burçlar var. Büyücülük de var. Pek çok bilgisayar oyunu büyücülüğü öğretir: örneğin ruhları ve iblisleri nasıl çağırırsınız. Bütün bunlar Yüce Allah’ın şeriatı tarafından kesinlikle yasaklanmıştır. Hz. Peygamberiniz aleyhiselem şöyle buyurmuştur:
مَنْ أَتَى كَاهِنًا أَوْ عَرَّافًا فَصَدّقَهُ بِمَا يَقُولُ فَقَدْ كَفَرَ بِمَا أُنْزِلَ عَلَى مُحَمَّدٍ
«Kim kâhine veya arrafa gider ve onun söylediğine inanırsa, o kimse, Muhammed ﷺ’e indirileni inkâr etmiş olur.”
Hadis Ahmad (2/429), el-Hakim (1/49) tarafından rivayet edilmiş, el-Albani sahihliğini Es-silsile-i Sahih’te (3387) tasdik etmiştir.
Peki neden burçların, büyücülüğün ve benzeri şeylerin olduğu bu tür bilgisayar oyunlarını çocuklarımızın ve akrabalarımızın oynamasına izin veriyoruz? Muhtemelen çoğumuz çocuklarının içinde bulunduğu tehlikenin farkında olmadığımız için. Bir oyunda çocuğunuz bir puta veya haça nasıl tapıldığını: secde edildiğini görür, başka bir oyunda oyuna devam edebilmek için inanç ve inançsızlık arasında bir seçim yapması gerekir, üçüncüsünde sözde bazı tanrılarla savaştığı cennete yükselir. Bu oyunlar çocuklarımızı dinsizliğe, şirke alıştırıyor! Yüce Allah bizi bundan korusun.
Bilgisayar oyunlarının zaman kaybına yol açtığını da düşünün. Cenâb-ı Hakk’ın size soracağı beş şeyden biri de zamandır. Hayatınızı nasıl geçirdiniz ve neye harcadınız? Rabbimiz kitabında aylaklık ve boş konuşma konusunda bizleri uyarmaktadır. Pek çok insan bilgisayar oyunları yüzünden zaman kaybediyor ve kendilerine fayda sağlayan Kuran okumak ve din öğrenmek gibi şeyleri bırakıyor. Namazı bile bırakıyorlar ve hatta kılarken bile oyunda bundan sonra ne yapacaklarını düşünüyorlar. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
فَخَلَفَ مِنۢ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ أَضَاعُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّبَعُوا۟ ٱلشَّهَوَٰتِ ۖ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا
«Sonra bunların ardından artık namazı kılmayan ve nefsânî arzulara uyan bir nesil geldi. Bunlar elbette azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.»
Kur’an-ı Kerim, Meryem, 19:59.
Allah hepimizi bunun şerrinden korusun!
Oyunlar başka neye yol açar? Bilgisayar oyunu oynayan çocuklar yaramaz hale gelirler ve anne babalarına karşı saygısız olurlar. Anneleri veya babaları bir şey emrettiğinde dinlemezler ve itaatsizlik ederler. Ancak anne babaya isyan, Cenab-ı Hakk’ın şirkle aynı kefeye koyduğu en büyük günahlardan biridir. Bilgisayar oyunları çocuğun davranışını etkiler ve saldırganlaştırır.
Gençler bilgisayar oyunları oynarken neden agresifleşiyor? Çünkü öldürmeye, sakatlamaya, yok etmeye, çalmaya, intikam almaya ve zarar vermeye teşvik ediliyorlar. Ve sonra, bu çocuk hayatta bazı sorunlarla karşılaştığında, sorunlarını zulüm ve kaba şiddetle çözer.
Bilgisayar oyunları ahlakı etkiler, çünkü onlarda karakterler küfür eder ve genç Müslüman tüm bunları özümser ve benimser. Ancak sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
لَيْسَ المُؤْمِنُ بالطَّعَّانِ وَلا اللَّعَّانِ وَلا الفاحِشِ وَلا البَذِيء
«Mümin, iftiracı olmaz, lânetçi olmaz, zulmeden olmaz, ağzı bozuk olmaz.»
Hadis, Tirmizî (1977), Ahmad (3839) tarafından rivayet edilmiş, el-Albani sahihliğini «Sahih el-Câmi» (5381)’de tasdik etmiştir.
Bu bilgisayar oyunlarında Müslüman genç bir erkeğin yarı çıplak kadınlara baktığı görüntüler yer almaktadır. Bu da bu oyunların yaratıcılarının bize hayır dilemediğinin, aksine gençlerimizi sefahate ve zinaya yönlendirmeye çalıştıklarının kanıtıdır. Bu tür oyunların çocuğun sağlığı üzerindeki etkisinden bahsetmiyorum bile. Görme yetisine ve omurgasına zarar verirler. Bir bütün olarak tüm organizmaya zarar verirler, çünkü bir çocuk fiziksel olarak hareket etmeyi bıraktığında kilo alır ve fazla kilo zaten çeşitli başka hastalıklara yol açar.
Bilgisayar oyunları çocuğun kişiliğini, zihnini büyük ölçüde etkiler. Çocuk artık gerçekten güçlü bir kişilik olarak oluşturulmamıştır. Kendine güvenini kaybeder ve aşırı sinirli ve agresif hale gelir. Artık sinirlerine hakim olamıyor ve agresifliğiyle baş edemiyor. İnatla istediğini yapmalarını talep ediyor ve sonunda bu kişi kronikleşiyor, yani kronik olarak bilgisayar oyunlarına bağımlı ve artık onlarsız yapamıyor.
Bir yere yürüyüşe çıkarıldığında veya yatağa gittiğinde, her zaman yanında oynamaya devam ettiği bir akıllı telefon alır. Ve sonra çocuk psikolojik problemler yaşar, içine kapanır ve dış dünya ile iletişim kuramaz hale gelir.
Ve bu bölümün sonunda, bu bilgisayar oyunlarının toplum güvenliği üzerinde çok güçlü bir etkiye sahip olduğunu da belirtmek gerekir. Nasıl mı? Bu bilgisayar oyunları sayesinde farklı terör örgütleri gelecekteki takipçilerini ve üyelerini yetiştiriyorlar. Bu yüzden 12-15 yaş arası çocuklara öldürmeyi, esir almayı, bomba yerleştirmeyi, cami ve evleri havaya uçurmayı, masum insanları öldürmeyi, bilinçlerini şekillendirmeyi ve onları teröre bağımlı hale getirmeyi öğreten özel oyunlar hazırlanıyor. Yüce Allah korusun!
İnsanlar, Rablerinin emrine uymak zorundadırlar:
يَـٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ قُوٓا۟ أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًۭا وَقُودُهَا ٱلنَّاسُ وَٱلْحِجَارَةُ
«Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.»
Kur’an-ı Kerim, Tahrîm, 66:6.
Günümüzde internet ve bilgisayar oyunları bizler ve çocuklarımız için en büyük tehlikelerden biridir. Onlar yüzünden Müslümanların asırlardır sahip oldukları en önemli şey yok oluyor. Bu da ailelerin birliği, anne babaların çocukları ile olan iletişimidir. Müslüman aileler eskiden sahip oldukları yakın ilişkilerin sıcaklığını kaybediyor. Önceleri nasıldı? Ebeveynler çocuklarıyla oturur, birbirleriyle konuşur ve paylaşırlardı. Ebeveynlerin yaşam deneyimlerini ve bilgilerini genç nesillere aktarmaları için bir fırsattı.
Ama şimdi öyle değil! Bugünlerde çocuklar cihazlarında ve ebeveynler, geçmişin aile etkileşimleri olmadan sosyal medyada. Yani ebeveynlik yok. Sizin yerinize internet ve bu ağdaki bilinmeyen kişiler çocuklarınızın eğitmenleri oldu.
Ve şimdi, bunun ne kadar tehlikeli olduğunu anladığımızda ne yapmalıyız? Bu tehlikeye karşı bir bariyer oluşturmak için her türlü çabayı göstermeliyiz! Ve «Bebeğim daha küçük» ya da «Henüz çocuğum yok» demeyin. Şimdiden herkes düşünsün çünkü bu sorun sadece çocukları değil bizi de ilgilendiriyor çünkü yetişkinler de aynı hastalıktan etkileniyor, Allah korusun. Bazı ailelerde veya birçok ailede anne babalar dine riayet ediyor, sakal bırakıyor, anneler başörtüsü takıyor gibi görünüyor ama internet ve bilgisayar kullanma konusu şansa bırakılmış durumda. Ve çocuklar internette istedikleri kadar oturup iletişim kuruyorlar.
Şimdi, çocuğunuzun – oğlunuz veya kızınız – bireyselliğine saygı duymanıza gerek olmadığını söylemiyoruz. Saygı duy! Ama dizginleri bırakmaya hakkınız yok ve bunu yapamazsınız. Sizin kontrolünüz altında olmalıdır. Evde internete bağlı bir bilgisayarın ekranı göze çarpan bir yerde olmalıdır, böylece ailenin herhangi bir üyesi gelip çocuğun ne yaptığını görebilir, oysa bazen çocuk odasında kapalı oturur ve ebeveyinler onun ne yaptığından habersiz olur. Çocuğunuzu gözetimsiz bırakmayın, zayi olmasına izin vermeyin! İnternet günümüzde kaçınılmaz bir gerçektir ve ondan kaçış yoktur ve içindeki iyiliği inkar etmek imkansızdır. Ancak kendinizi ve ailelerinizi içerdikleri tehlikelerden korumak için her türlü önlem alınmalıdır.
Bu nedenle yapılacak ilk şey, çocuğunuzu eğitmek ve kalbine doğru inançları ekmektir. Ve bu sana bir tavsiye değil, senin görevin! Bu, kalbinde bir olan Allah’a ve ahiret gününe olan inancı, tevhidi ve doğru inançları geliştirmek demektir. Onda Yüce Yaradan olan Allah sevgisini, O’ndan korkmayı geliştirmelisiniz. Sık sık konuştuğumuz «murakabe» durumunu onda geliştirmelisin.
Bu nedir? Bu, kişinin sürekli olarak Cenab-ı Hakk’ın kendisi üzerindeki gözetiminin, kontrolünün şuurunda olduğu durumdur. Bu da inanın insanı kötülüklerden alıkoyan en güçlü menedici ilkedir. İmam eş-Şinkiti, İslam âlimleri arasında bir insanı günah işlemekten alıkoyan en güçlü caydırıcı şeyin, Allah’ın her şeyi gördüğünü, gökte ve yerde senin düşüncelerin de dahil olmak üzere hiçbir şeyin O’na gizli olmadığını bilmesi olduğu konusunda ittifakın varlığına işaret etti.
Ardından, çocuğunuza din hakkında bilgi vermelisiniz. Eğer dinde cahil ise, ona ne istersen yaparsın. Her güzel konuşan kötü adam onu her yere götürebilir. O halde ona dini, Kur’an’ı ve sünneti öğret. İslami ilim sahipleriyle, bu ümmetin âlimleriyle sıkı bir bağ içinde olduğundan emin ol ki, sende gerçek bir Müslüman gibi şekillensin. Ve gerçek Müslüman, kâinatta ve bu dünyada refahı isteyendir. Bu, evinizde büyümesi gereken kişilik türüdür – doğru ve güçlü.
Ayrıca anneler ve babalar da çocukları hakkında Cenab-ı Allah’tan korkup sakınmalıdırlar. Bu, oyunlar, programlar, araçlar ve çeşitli teknolojiler arasından yalnızca gerçekten yararlı olanları seçmeniz gerektiği anlamına gelir. Ve fayda getirmeyen, hatta daha da zararlı ve şeriata aykırı olan her şeyden kaçınılmalıdır.
Başka ne yapılabilir? Çocuğunuzun bilgisayarda ve telefonda geçirdiği süreyi ve internetteki iletişimini sınırlayın. Günde yarım saat olsun ve bu bir yetişkinse, o zaman en fazla bir saat olsun. Babalar ve anneler, oyun ve program seçiminin çocuğa bağlı olduğunu düşünmeyin. HAYIR! Nasıl bir oyun olduğunu, hangi şartlara sahip olduğunu anlamalısın. Bazen zararsız görünen bir oyun aslında çok tehlikeli şeyler içerir.
Ancak “olmaz” diyerek çocuğa sadece yasaklar koymakla kalmamalı, bunun yerine başka bir şey vermelisiniz. Bu açık hava oyunları veya zekasını ve zihinsel yeteneklerini geliştiren oyunlar olmalı, çocuğunuzun zamanının çoğunu Kuran’ı, kelimelerini ve anlamlarını çalışmakla meşgul olması gerektiğinden bahsetmiyorum bile. Bunu yapmak için camiye ve Kur’an kurslarına gitmeli. Ve çocuğun bir sera bitkisi olarak büyümemesi gerektiğini unutmayın. Allah’a tevekkül ederek, onu bilinçli olarak kötülükten kaçınabilen ve iyiyi seçebilen bağımsız bir insan olacak şekilde biçimlendirmek gerekir.
Bilin ki çocuklarımız bize emanettir. Onlar bize Yüce Allah’ın emanetidir ve bu nedenle çocuklarınıza yakın olun. Allah’a olan inançlarını güçlendirin ve içlerine Allah sevgisini aşılayın, çünkü bu bizim görevimizdir (vacip). Her baba çocuğuna dünyaya sadece oyun oynamak ve eğlenmek için değil, Yaradanına hizmet etmek ve O’nun rızasını kazanmak için geldiğini anlatmakla yükümlüdür. İnsan, Yüce Allah’a ibadet etmek için yaratılmıştır, Yüce Allah’ın bu konuda buyurur:
وَمَا خَلَقْتُ ٱلْجِنَّ وَٱلْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
«Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf bana kulluk etsinler diye yarattım.».
Kur’an-ı Kerim, Zâriyât Suresi, 51:56.
أَفَحَسِبْتُمْ أَنَّمَا خَلَقْنَـٰكُمْ عَبَثًۭا وَأَنَّكُمْ إِلَيْنَا لَا تُرْجَعُونَ
«Sizi sırf boş yere yarattığımızı ve sizin artık huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?».
Kur’an-ı Kerim, Mü’minûn, 23:115.
Ey baba, Peygamberinin (sallallahu aleyhi ve sellem) emrini hatırla:
مَا مِنْ عَبْدٍ يَستَرْعِيهِ اللهُ رَعِيَّةً ، يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ ، إِلاَّ حَرَّمَ اللهُ عَلَيْهِ الجَنَّة
«Allah’ın bir gruba yönetici kıldığı kimse, idaresi altındakilere ihanet üzere ölürse, Allah ona cenneti haram kılar.»
El-Buhari (7151), Müslim(142).
Son yorumlar