Ey Allah’ın kulları! Kur’an’da bir sure vardır ve en kısa olanıdır. Fakat bu surede çok büyük, çok önemli bir anlam içerir. Bu surede Allah’tan (Azze ve Celle) Peygamberimize (sallallahu aleyhi ve sellem) ve biz Müslümanlara büyük bir müjde vardır.
İmam Müslim’in (Allah ona rahmet etsin) naklettiği hadisi dinleyin. Bu hadisi Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ashabından olan Enes bin Malik’ten nakleder:
بيْنَا رَسولُ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ ذَاتَ يَومٍ بيْنَ أظْهُرِنَا إذْ أغْفَى إغْفَاءَةً ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مُتَبَسِّمًا
“Bir defasında Resûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) aramızdaydı ve kısa bir süre uyudu (yani kısa bir süre için uyku onu ele geçirdi) ve sonra gülümseyerek başını kaldırdı.
Ve insanlar şöyle dediler:
ما أضْحَكَكَ يا رَسولَ اللهِ؟
“Neden gülüyorsun (tebessüm ediyorsun) ey Allah’ın Resulü?”
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
أُنْزِلَتْ عَلَيَّ آنِفًا سُورَةٌ
“Bana yakın zamanda bir sure indirildi”.
فَقَرَأَ – Sonra Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) okudu:
-
بِسْمِ اللَّـهِ الرَّحْمَـٰنِ الرَّحِيمِ
-
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ * فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ * إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
‘’Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismiyle.
1. Şüphesiz biz sana Kevseri verdik.
2. O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
3. Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir’’.
(Kur’an-ı Kerim, Kevser Suresi, 108:1-3).
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) onu okudu ve sonra sordu:
أتَدْرُونَ ما الكَوْثَرُ؟
“El-Kevser’in ne olduğunu biliyor musunuz?”
Dediler ki:
اللَّهُ ورَسولُهُ أعْلَمُ
“Allah ve Resûlü (Kevser’in ne olduğunu) en iyi bilendir.”
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) onlara şöyle buyurdu:
فإنَّه نَهْرٌ وعَدَنِيهِ رَبِّي عزَّ وجلَّ، عليه خَيْرٌ كَثِيرٌ، هو حَوْضٌ تَرِدُ عليه أُمَّتي يَومَ القِيَامَةِ، آنِيَتُهُ عَدَدُ النُّجُومِ
“Şüphesiz bu Yüce Allah’ın bana vaat ettiği nehirdir. İçinde birçok nimetler vardır. O, kıyamet günü ümmetimin geleceği bir havuzdur. Bu haznenin kapları yıldızların sayısı kadar çok olacaktır.”
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
فيُخْتَلَجُ العَبْدُ منهمْ، فأقُولُ: رَبِّ، إنَّه مِن أُمَّتي
“Bu su kütlesinden bir adam (bu insanların kölelerinden biri) çıkarılacak ve ben: ‘Ey Rabbim, bu adam benim ümmetimdendir’ diyeceğim.”
فيَقولُ – (Allah, Azze ve Celle ona) cevap verecektir:
ما تَدْرِي ما أحْدَثَتْ بَعْدَكَ
“Sizden sonra onların (yani ümmetinizden bazı kimselerin) neler uydurduklarını (veya sizden sonra neler işlediklerini) bilemezsiniz.”
Bu hadis Müslim (400) tarafından nakledilmiştir.
Bu, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Kevser Suresi’ni anlatan harika bir hadisidir. Sizin ve benim söylediğimiz gibi, bu kısa bir suredir, ancak büyük bir hayrı ve büyük bir haberi kapsamaktadır. Bakın ne diyor. Allah (Azze ve Celle) Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e şöyle buyurdu:
إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ
“Şüphesiz Biz sana el-Kevser (yani bol bol) verdik (ihsan ettik)”.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah’tan el-Kevser, yani bol ve bereketli hayır almıştır. Kevser, Allah’ın Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ilimden ve doğru yoldan verdiği her şeydir: Bu Kur’an Kevser’dir, Sünnet Kevser’dir, Allah’a ibadet Kevser’dir, bütün bunların sevabı Kevser’dir, bütün hayırlar Kevser’dir.
Ve bütün bunların tacı, cennette el-Kevser denilen nehir ve kıyamet günü meydanda olacak olan havuzdur (el-Havd). Bu havuzun suyu Cennet nehri el-Kevser’den olacak ve oluklardan oraya akacak ve oradaki su baldan daha tatlı, sütten daha beyaz ve miskten daha güzel kokacak ve bu havuzda bulunacak kaplar göklerin yıldızları kadar çok ve göklerin yıldızları kadar güzel olacak. Her kim bu havuzdan bir yudum içerse bir daha asla susamayacaktır.
Ayrıca Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmaktadır:
فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ
‘’O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.’’
Bakınız, “Rabbin için namaz kıl ve Rabbin için kurban kes”. El-Kevser’i elde etmek için samimi olmalısınız (ihlas sahibi olmalısınız), Tevhid sahibi olmalısınız ve tüm amellerinizi Allah (Azze ve Celle) için yapmalısınız: Allah için namaz kılmalı, Allah için kurban kesmeli, Allah’a dua etmeli ve Allah’a tevekkül etmelisiniz, Allah’tan korkun, Allah’ı sevin ve her türlü ibadeti yalnızca Allah’a yapın.
İhlas! İşte o zaman bu nimete ve havuzdan içmeye nail olursunuz. Ve Allah (Azze ve Celle) burada iki çeşit ibadetten bahsediyor: namaz ve kurban. Neden? Çünkü namaz bedensel ibadetlerin en önemlisidir, dediğimiz gibi bir destektir ve kurban kesmek de Allah’a (Azze ve Celle) maddi ibadet türlerindendir.
Ve bunu ancak Allah için (halis ve yüce olan O’nun rızası için) yapın. Bakın, bu surede hangi şartlarda Kevser’i alabileceğinizden bahsediliyor. Eğer Allah’a şükrederseniz, eğer ihlas sahibi olursanız.
فَصَلِّ لِرَبِّك
“Yalnızca Rabbin için (O’nun rızası için) namaz kıl”.
Samimiyet (ihlas), Birlik (tevhid) – bu şartla Kevser’i alacaksınız. Allah’ın emrettiği namaz, kurban ve diğer farzları (vacipleri) yerine getirecek ve Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetine uyacaksınız.
“Bu surenin neresinde sünnete uyulması gerektiği, aksi takdirde Kevser’e ulaşılamayacağı belirtiliyor?” diyeceksiniz. Allah (Azze ve Celle) surenin sonunda ne buyuruyor?
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
“Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir’’.
Bu, onun geleceğinin olmadığı, kesildiği, onun için hiçbir hayır olmayacağı ve onun için iyi bir hatıra, iyi bir gelecek olmayacağı anlamına gelir.
Ya Muhammed, senden nefret eden, senin yolundan nefret eden, senin sünnetinden nefret eden, senin yolunu, sünnetini terk eden, senin sünnetine sarılan insanları sevmeyen, onlara ne olacak?
هُوَ الْأَبْتَرُ
‘’soyu kesik olanın ta kendisidir’’
Müslümanların başına kötü bir şey geldiğinde müşrikler, kâfirler, münafıklar seviniyorlardı. Müslümanların zayıflığını görünce, eğer varsa, onlara bir şey olursa, İslam’ın bittiğini, İslam’ın olmayacağını, Tevhid’in gittiğini, Müslümanların gittiğini umdular ve düşündüler. Müslümanlar hakkında şöyle derlerdi: “İşte bu, kesildiler (abtar), kesildiler”.
Ve Allah (Azze ve Celle) hayır dedi:
إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
“Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir’’.
Müminlerden nefret edenler, sünnet ehlinden nefret edenler, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’den ve onun yolundan nefret edenler her zaman İslam’ın ve Müslümanların sonunu, sünnetin takipçilerinin sonunu bekliyorlar.
Ama bu gerçekleşmeyecek. Bu benim için ve sizin için Allah’tan (Azze ve Celle) bir müjdedir. Bunun sonu gelmeyecektir. Kıyamet saatinin eşiğine kadar bu yola sımsıkı sarılan insanlar hep olacaktır ve zafer inananların olacaktır.
Aksine, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yoluna muhalefet edenler, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve onun sünnetine karşı dillerini yayanlar kesilirler, onlar için gelecek yoktur ve onlar için mutluluk yoktur.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e düşman olanlara veya Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’den sonra gelip onun sünnetine davet eden ve ona sımsıkı sarılanlara Allah (Azze ve Celle)’nin ne yaptığına bir bakın.
Sünnete sımsıkı sarılanlara Allah katından bir şeref, bir övgü, bir güzel anma ve bir mükâfat vardır.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in sünnetine ve İslâm’a düşman olanlara ise, dünya ve âhirette utanç, kötü hatıra ve musibet vardır.
Enes (radıyallahu anh)’ın sözlerine bakın. O naklediyor:
لقد تركت بالمدينة عجائز يكثرن أن يسألن الله أن يوردهن حوض محمد صلى الله عليه وسلم
“Medine’den ayrılırken, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in havuzuna yaklaşmalarına izin vermesi için Allah’a çok yalvaran bazı yaşlı kadınları orada bıraktım.”
Çünkü bu büyük bir duadır ve bu kadınların sahip oldukları ilme işaret etmektedir. Onlar amellerinde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in yoluna sımsıkı sarılmışlar ve Allah (Azze ve Celle)’den Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in havuzundan içmelerine izin vermesini istemişlerdir.
Bu önemli ve çok güzel bir duadır. Siz ve ben de kıyamet gününde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in havuzundan içmemize izin vermesi için Allah (Azze ve Celle)’ye sık sık dua etmeliyiz. Kim ondan içerse bir daha asla susuzluk hissetmeyecektir.
Bazıları, “Cennetteki ırmaklar ne olacak? Ne de olsa cennette bozulmayan sudan, sütten ve şaraptan ırmaklar vardır” derler. Evet, insan cennette bu cennet pınarlarından içecek, ama susuzluktan eziyet çekeceği için değil, zevk için içecektir.
Bu yüzden Allah’tan (Azze ve Celle) bu dünyada Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) yoluna tutunmamıza, Allah’a (Azze ve Celle) karşı samimi olmamıza ve Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) takipçisi olmamıza izin vermesini diliyoruz.
Bunun iki şartı olmalıdır:
1) Allah’a (Azze ve Celle) karşı samimiyet (ihlas);
2) Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e uymak.
Ve Allah’tan (Azze ve Celle) kıyamet gününde Rasulullah’ın (sallallahu aleyhi ve sellem) havuzundan içmemize izin vermesini dileriz.
نسأل الله تعالى أن يجعلنا مخلصين له ومتبعين لسنة نبيه صلى الله عليه وسلم
نسأل الله تعالى بأسمائه الحسنى وصفاته العلى
ونسأل بأنه الله لا إله إلا هو الذي لم يلد ولم يولد ولم يكن له كفوا أحد
نسأله أن يجعلنا جميعا أجمعين نرد حوض النبي صلى الله عليه وسلم يوم القيامة ونشرب منه شربة لا نظمأ بعده أبداً
جزاكم الله خيرا وآخر دعوانا أن الحمدلله رب العالمين
Son yorumlar