51. MELEKLER – 2 BÖLÜM. MUTLULUĞUN ANAHTARI

Share

 

Son programımızda meleklerden bahsetmeye başladık ve onların Yüce Allah’ın asla isyan etmeyen ve her zaman O’nun emirlerini yerine getiren asil kulları olduklarından söz etmiştik. Onlar Allah’a ibadet etmek ve gece gündüz yorulmadan O’nu tesbih etmek için yaratılmışlardır. Yolundan sapmış melek olamaz. Bu onların doğasına aykırıdır. Şeytana -iblisegelince, o asla bir melek değildi, melekler arasında Allah’a ibadet eden, sonra gururlanıp Yaradan’a isyan eden bir cindi.

Gelin bugün bu dünyanın -meleklerin dünyasının -bizim dünyamızlainsanların dünyasıyla bağlantısı hakkında konuşalım.

Allah, atamız Âdem’i yaratır yaratmaz, insanın ortaya çıkışının ilk dakikasından itibaren, melekler dünyası ile insanlar dünyası arasında hemen bir yakınlık kurulmuştur. Yüce Allah, Adem’i yaratmak istediğinde bunu meleklere haber vermiş ve onlar da Yaradan’a bu yaratılışın hikmetli manasını sormuşlardır. Melekler, tabiatı toprak olan bu yeni yaratılışın, yeryüzüne yerleşen torunlarının, orada kötülük ekeceklerini, kan dökeceklerini, günah işleyeceklerini, sahte ilahlara tapacaklarını ve küfredeceklerini Allah’tan öğrendiler. Cenâb-ı Hak meleklere, Âdem’in yaratılış sebebinde kendisinin bildiği ve onların bilmediği büyük bir hikmet olduğunu bildirmiştir. Cenab-ı Hak, Adem’in soyundan gelenler arasında Allah’ın asil peygamberleri ve elçilerinin olacağını, aralarında cennet ehli olacak takva sahipleri ve azizlerin, olacağını biliyordu. Allah, Âdem’i yaratıp ona ruh üfleyince, meleklere bir saygı göstergesi olarak yeni yaratılışa bir secde ile selamlamalarını emretti. Âdem uzun yaşayıp öldüğünde, Yüce Allah meleklere onun vücudunu yıkamalarını emretti. Adem’in ölümü çocukları arasında kafa karışıklığına neden oldu. Babalarının cesedini ne yapacaklarını bilemediler, sonra melekler Allah’ın emriyle onlara ne yapacaklarını öğrettiler. Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

لما توفي آدم غسلتھ الملائكة بالماء وترا و ألحدوا لھ و قالوا : ھذه سنة آدم في ولده

«Âdem ölünce, melekler onu tek sayı defa suyla yıkadılar, kabirde ona bir niş (lyahd) yaptılar ve: «Âdem’e yapılanlar onun nesline âdet olsun» dediler.

(Hadis el-Hâkim tarafından el-mustedrek’te rivayet edilmiştir, 4004; et- Taberani, Al-Ausat, 8261; el-Alabani, 5207 Sahih-i Cem’i es-Sağir’de doğrulamıştır)

Her birimiz, varlığımız boyunca meleklerle temas içerisindeyiz. Bir insan anne karnındayken, onun gelişiminden sorumlu olan ve bu kişi için mukadder olanı Cenab-ı Hakk’ın emriyle yazan bir melek ona atanır. Bir hadiste denir ki:

وكل لله بالرحم ملكا فیقول أي رب نطفة أي رب علقة أي رب مضغة فإذا أراد لله أن یقضي خلقھا قال أي رب ذكر أم أنثى أشقي أم سعید فما الرزق فما الأجل فیكتب كذلك في بطن أمھ

«Allah, anne rahmine bir melek tayin eder ve o melek, zamanı gelince şöyle der: «Rabbim! O bir damla halinde olsun mu? Sonra vakit geçtikten sonra şöyle der: «Ey Rabbim! Sülük gibi kan pıhtısı olsun mu? Sonra bir sonraki vadesinde şöyle der: «Ey Rabbim! Çiğnenmiş et gibi bir şeye dönüşsün mü? Ve Rab bu dönüşüme izin verdiğinde melek sorar: «Ey Rabbim! Erkek mi olmalı kadın mı? Mutlu mu olmalı yoksa mutsuz mu? Zenginliği ne olacak? Ne kadar yaşayacak? Sonra melek hepsini anne rahminde yazar.»

(el-Buhari, 318, 6595; Müslim 2646)

İnsan dünyaya doğduktan sonra Allah, rahmetiyle hemen ona melekler koyar, onlar onu ön ve arkasından korurlar. Yüce Allah buyurur ki:

لھ معقبات من بین یدیھ ومن خلفھ یحفظونھ من أمر لله

«Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır.»

(Kur’an-ı Kerim; Ra’d, 13:11)

Bir kimsenin ölüm saati geldiğinde, onu şimdiye kadar koruyan melekler onu terk eder. Ey insan, Allah’ın senin için ihsanına bak! Zayıf bir yaratık olan sizler, sizi her yönden koruyan özel melekler olarak görevlendirildiniz ve Yüce Allah’ın bu koruyuculuğunu bilerek, O’nunla çelişmeye ve O’na isyan etmeye nasıl cüret edersiniz?

Daha sonra Allah, özel meleklere insanın kalbini iyiliğe teşvik etmelerini emreder. Hem meleğin hem de şeytanın düşünceleri insan kalbine ilham verir. Melekler, insana iyiliği ve Allah’ın vaatlerine imanı ilham ederler. Şeytana gelince, o, Allah’ın vaadinde kötülüğü ve küfrü ilham eder.

Cenab-ı Hakk’ın emriyle melekler, bir kişinin söylediği tüm sözleri ve yapılan amelleri kaydeder, yazar.

Yüce Allah buyurur:

أم یحسبون أنا لا نسمع سرھم ونجواھم بلى ورسلنا لدیھم یكتبون

«Yoksa onlar, gizlediklerini ve fısıldaştıklarını bizim işitmediğimizi mi sanıyorlar! Hayır! Doğrusu şudur ki onların yanındaki elçi meleklerimiz her şeyi kaydediyorlar.»

(Kur’an-ı Kerim, Zuhruf; 43:80)

Her insana, kendisinden asla ayrılmayan ve söylediği veya yaptığı her şeyi kesinlikle kaydeden iki melek bağlıdır. Rivayete göre, İslam’ın önde gelen alimi İmam Ahmed ibn Hanbel hastalandığında bir adam ona geldi ve meleklerin hastanın iniltilerini bile kaydettiğini bildirdi. Bunu duyan İmam Ahmed hemen inlemeyi kesti. Ahirette, Büyük Kıyamet Günü, insan yaptığı küçük büyük her şeyin kaydedildiğini ve hiçbir şeyin eksik olmadığını görecektir. Bir zamanlar sahabenin tanınmış bir takipçisi olan İmam Hasan el-Basri şu sözleri söylemiştir:

«Ey insan oğlu! Sana boş bir tomar açılır ve sana biri sağda diğeri solda olmak üzere iki asil melek atanır. Sağdaki iyiliklerini tutar, soldaki kötülüklerini tutar ve der ki: «Dilediğini yap, istediğini söyle, uygun gördüğün kadar günah işle, az ya da çok -her şey yazılacak. Sonra, ey insan, öldüğün zaman, amel defterin dürülür, boynuna bağlanır ve seninle birlikte kabre konur. Ve kıyamet günü Allah’ın Kuran’da bildirdiği gerçekleşecek «Her insanın sorumluluğunu omuzuna yükledik. Kıyamet gününde insana, açılmış vaziyette önüne konulacak olan bir kitap çıkaracağız.» Ve denilecek:

اقرأ كتابك كفى بنفسك الیوم علیك حسیبا

«Oku şimdi kitabını! Bugün kendini yargılamak üzere kendi nefsin yeter!»

(Kur’an-ı Kerim; İsrâ, 17:14)

Melekler, kâfirlik ve Allah’a isyankârlık içinde yaşayıp, kâfir olarak ölen insanlara lânet ederler. Ve imanı inkâr edenler ve günahkârlar ölüm döşeğinde yattıklarında, melekler iner ve onlara eziyet etmeye başlarlar ve neredeyse hiç acımadan ruhlarını bedenlerinden kabaca sökerler. Melekler her birine şöyle der: «Ey pis bedende oturan pis can! Rabbin gazabını karşılamak için dışarı çık, Alevli Ateşi karşılamak için dışarı çık!»

Melekler, Cenab-ı Hakk’ın emriyle bu tür insanları kabirlerinde ve cehennem ateşinde azaba tabi tutarlar. Tek Yaradana ihlasla hizmet etmeyi reddedenler, şirk ve küfre bulaşmamış olanlar, cehennemde bulunanlar, cehennemin bekçileri olan meleklerden, dertlerinin hafifletilmesi veya son bulması için Allah’a yönelmelerini isterler, fakat melekler cevap verir:

إنكم ماكثون

«Burada kalıcısınız»

(Kur’an-ı Kerim; Zuhruf, 43:77)

Melekler, mümin, salih, temiz, Allah’a itaat eden kimseleri severler. Hadis diyor ki:

Allah Teala bir kulu sevdiği zaman Cebrail’e: «Ben filanı seviyorum onu sen de sev!» diye emreder. Cebrail onu sever ve sonra gök halkına: «Allah filanı seviyor, onu siz de seviniz» diye seslenir. Gök halkı da o kimseyi sever, sonra yeryüzündekilerin kalbinde o kimseye karşı bir sevgi uyanır.

(el-Buhari, 3209; Müslim, 2637)

Melekler, Allah’tan müminleri bağışlamasını isterler ve onlar için dua ederler. Onlar derler ki:

ربنا وسعت كل شيء رحمة وعلما فاغفر للذین تابوا واتبعوا سبیلك وقھم عذاب الجحیم

«Ey rabbimiz! Sen, rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın. Tövbe edenleri ve yolundan gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru!»

(Kur’an-ı Kerim; Mü’min, 40:7)

Melekler, başkalarına iyiliği öğreten kişiyi kutsar. Meleklerin nimeti, bir insan için bir dua ile Allah’a hitap etmeleridir. Hadis diyor ki:

إن لله وملائكتھ وأھل а السموات والأرض حتى النملة  في جحرھا وحتى الحوت а لیصلون على معلم الناس الخیر

«Şüphesiz Allah ve melekleri, göklerin ve yerin bütün ehli, hatta yuvasındaki karınca ve denizdeki balık, insanlara iyiliği öğreteni kutsar!»

(at-Tirmizi, 2685; El-Albani gerçekliğini doğruladı)

Namaz kılmak için camiye gelenler için melekler dua ederler. Hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:

«Melekler, birinize namaz kıldığı yerde iken, «Allah’ım! Onu kutsa, Allah’ım, ona merhamet et!» Ve melekler onun abdesti bozuluncaya kadar böyle yaparlar.»

(el-Buhari, 2219)

Melekler ön safta namaz kılanları kutsarlar ve bu bizi namaza erken gelip ön safta yer almaya teşvik ediyor. Melekler, namazda saflarını devamlı kılanlara, boşlukları dolduranlara hidayet verirler. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz Allah ve melekleri, safı devamlı olanları kutsarlar ve saftaki boşluğu kim doldurursa Allah onu bir adım yükseltir.» Melekler, hastaları ziyaret edenleri ve dini ilim arayanları kutsarlar. Bir gün bir adam Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’e geldi ve: «Yâ Resûlallah! Ben sana dini öğrenmeye geldim.» Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

مرحبا بطالب العلم إن طالب العلم لتحفھ الملائكة وتظلھ بأجنحتھا ثم یركب بعضھ بعضا حتى یبلغوا السماء الدنیا من حبھم لما یطلب

«Hoş geldin bilgi arayan! Muhakkak ki melekler, din öğreneni kuşatırlar, kanatlarıyla onu gölgelerler ve sonra onun arzu ettiği şeye duydukları sevgiden dolayı en yakın semaya varıncaya kadar birbirlerinin üzerinde dururlar!.»

(Taberani rivayet etmiştir, 7347; el-Albani es-Silsilet es-Sahiha, 3397’de sahih olarak nitelendirmiştir)

İnsanın yanında birbirinin yerine geçen melekler vardır. Bazı melekler sabah namazında inerler ve akşam namazına kadar kişiyle birlikte kalırlar, sonra göğe yükselirler ve onların yerine başkaları iner, sabah namazına kadar onunla kalır ve sonra Rablerine yükselirler.

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

«Geceleri aranızda bulunan melekler, gündüz aranızda bulunan meleklerin sabah ve ikindi namazlarında buluşup onların yerine geçer. Bundan sonra, sizin yanınızda geceleyen melekler göğe yükselirler ve insanların durumunu meleklerden daha iyi bilen Allah onlara sorar: «Kullarımı ne halde bıraktınız?» «Onları namaz kılarken bıraktık, yanlarına geldiğimizde onlar yine namaz kılıyorlardı » dediler.

(el-Buhari, 555; Müslim 632).

Bu temiz kullardan namaz kılan kimsenin lehinde Allah katında ne güzel şahitlik!

Müminler öldüklerinde, melekler onlara müjdeli bir haberle iner ve onlara şöyle der:

ألا تخافوا ولا تحزنوا وأبشروا بالجنة التي كنتم توعدون نحن أولیاؤكم في الحیاة الدنیا وفي الآخرة ولكم فیھا ما تشتھي أنفسكم ولكم فیھا ما تدعون

«Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin! Biz, dünya hayatında da âhirette de sizin dostunuzuz. Orada, çok bağışlayıcı, çok merhametli olan Allah’tan bir ikram olarak sizin için canınızın çektiği her şey bulunacak, yine orada umduğunuz her şeyi elde edeceksiniz.»

(Kur’an-ı Kerim; Fussilet, 41:30-31)

Melekler, mümin ve salih bir kimsenin ruhunu aldıklarında, bunu nazikçe, dikkatle yaparlar. Ona derler ki: «Ey güzel bedende güzel ruh! Cennetin huzur ve zevkine kavuşmak için senden hoşnut olan, öfkelenmeyen Rabbine çık! Ve bu kişinin ruhu, şarap tulumunun boynundan akan bir damla gibi vücuttan dışarı akar.

Kıyamet günü melekler kabirlerinden kalkan müminlerle karşılaşıp:

«İşte bu size vaad edilmiş olan (mutlu) gününüzdür» derler.

(Kur’an-ı Kerim; Enbiyâ, 21:103)

Melekler, müminlerle kendilerine geldikleri zaman cennetin kapılarında karşılarlar ve şöyle derler:

سلام علیكم طبتم فادخلوھا خالدین

«Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!»

(Kuran-ı kerim; Zümer, 39:73)

Müminler cennete girdiklerinde melekler onlara bütün kapılardan girerler ve şöyle derler:

سلام علیكم بما صبرتم فنعم عقبى الدار

«Sabretmenize karşılık elde ettiğiniz esenlik daim olsun! Dünya yurdunun ardından ulaştığınız sonuç ne güzel oldu!»

(Kur’an-ı Kerim; Ra’d, 13:24)

Böylece meleklere inanıyoruz ve bu gerçek imanın temellerinden biridir. Meleklere inanç, bizi Yaradanımızı daha da yüceltmeye ve şükretmeye zorlar, çünkü böyle büyük, çok iyi ve bu kadar mükemmel varlıkları yaratan şüphesiz büyük, şüphesiz merhametli ve şüphesiz hikmet sahibidir. Meleklere iman, Allah’a boyun eğmemize, O’na titizlikle ibadet etmemize, O’nun önünde titrememize ve O’nu sevmemize yardımcı olur. Çünkü tüm bunlar Allah’ın bize örnek verdiği meleklerde vardır. Meleklere iman, Allah’tan başkasına tapmaktan ve Allah’tan başkasına dua etmekten sakınmamıza yardımcı olur, çünkü meleklere yönelik ibadet ve dua bile şirk ve küfür sayıldığına göre, başkalarına tapınma konusunda ne söyleyebiliriz. Son olarak, meleklere olan iman, bizi, söylediğimiz sözlere ve yaptığımız işlere sürekli olarak dikkat etmeye zorlar, çünkü, tüm bunların melekler tarafından hatasız bir şekilde kaydedildiğini biliyoruz.

Yüce Allah’tan hepimize merhamet etmesini, günahlarımızı bağışlamasını, bizi her hayırdan bahşetmesini, bize cennete girmeyi nasip etmesini ve cehennemden korumasını dileriz. Âmin!

Esselamu aleyküm.