Esselamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekatuhi! Saygıdeğer izleyicilerimiz, programımızın sevgili misafirleri! «Mutluluğun Anahtarı» adlı programımızda tekrar sizinle buluşma fırsatı verdiği için Yüce Allah’a şükrediyorum. Daha önceki iki görüşmemiz sırasında, sizinle Yüce ibadete ilişkin, birbirinizi selamlamak, müminler arasında selamı yaymak gibi önemli konuları tartıştık. Bugün Allah izin verirse selamlaşmanın bazı edep ölçülerinden bahsedeceğiz. Bunu öğrenmek çok önemlidir, çünkü selam ve yaygınlığı, bir kişinin ve toplumun bu ve ebedi dünyada mutluluk ve refah bulmasının en önemli nedenlerinden biridir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) der ki:
أفشوا السلام تسلمو ا
«Aranızda selamı yayınız ve böylece kurtuluşu bulacaksınız.»
(Ahmad 18530; el-Buhari 787; ibni Hibban 491)
Bugün değineceğimiz ilk konu, ilk kimin selam vermesi gerektiğidir. Yolda iki kişi veya iki grup karşılaşırsa, binekte olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana, küçük büyüğe selam verir. Resûlullah (s. a. v.)’den rivayet edilen bir hadis buna işaret etmektedir. Neden ilk önce binekte olan kişi, yürüyen kişiye selam verir? Çünkü bir ata binen veya başka bir ulaşım aracına binen yürüyenden daha yüksektir. Bu nedenle kibirden kaçınması, tevazu göstermesi ve yürüyene ilk selam vermesi gerekir. Aynısı yürüyen için de geçerlidir: oturan kişiden daha yüksektir ve bu nedenle, kibir kalbine girmemesi için onu ilk karşılayan o olmalıdır. Yaşlı olanın genç olandan daha fazla hakkı vardır, aynı şekilde, daha büyük grubun küçük olana göre önceliği olduğu için, küçük grup da önce selamlar. Ancak bu söylediklerimiz, ilk büyüğün küçüğü selamlamasının yasak olduğu veya büyük bir grubun küçüğü ilk selamlayamayacağı anlamına gelmez. Küçük olan, büyüğüne selam vermeyi unutursa, ilk büyüğün selam vermekten kaçınmasına gerek yoktur, bu güzel ibadetten, bu harika sünnetten ayrılmaya gerek yoktur, çünkü ilk selam veren Allah’a daha yakın ve daha lâyıktır. Söylediklerimiz sadece ilk kimin selam vermesi gerektiğinin bir göstergesidir. – İkinci önemli konu selamlama şeklidir. Müslümanlar birbirlerine «günaydın», «merhaba», «n’aber» gibi selamlar değil onun yerine «selam», «esselamu aleykum» demeli. Peygamber’den (sallallahu aleyhi ve sellem) rivayet edilen sahih bir hadisi dinleyin:
«Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselamı yarattıktan sonra, «Git şu meleklere selam ver. İşte senin ve neslinin selamlaşması böyle olacaktır» Âdem aleyhisselâm meleklere:
– es-Selâmü aleyküm, dedi. Melekler:
– es-Selâmü aleyke ve rahmetullâh, karşılığını verdiler.»
(el-Buhari 3326, 6227; Müslim 2841)
Bu hadis, Cenab-ı Hakk’ın Adem’in soyundan gelen bizler için emrettiği selamın «selam» olduğunu ve başka bir şey olmadığını vurgulamaktadır. Önce bu güzel selamı söyleyin, ardından ona «günaydın», «iyi günler», «hoş geldiniz» gibi başka kelimeler ekleyebilirsiniz.
Bir Müslüman evine girdiğinde, «selam’ı» da unutmaması gerek, çünkü «selam» ile birlikte eve bereket (beraka) gelir. Bakın Enes (a.s), Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) sahabelerinden biri ne demiş. Enes’in hayat hikayesi şaşırtıcıdır. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Mekke’den Medine’ye geldiğinde, Enes’in annesi onu ona getirdi ve şöyle dedi: «Ey Allah’ın elçisi, bu Enes benim oğlum. Sana yardım etmesi ve sana hizmet etmesi için onu sana getirdim. Dua et Allah’a, onun için!» Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Enes için yalvararak Allah’a yöneldi ve şöyle dedi: «Ey Allah’ım! Ona bol bol mal ve çocuk ver!» Şüphesiz bu, Allah’ın Peygambere verdiği ayetlerden biridir. Onun duaları özellikle Allah tarafından kabul edildi ve insanlar ondan onlar için dua etmelerini isterlerdi. Enes’in duası da kabul edildi. Uzun yıllar sonra Enes der ki: «Artık sahabelerin en zenginlerinden biriyim ve kızım Umeyne bana benim soyumdan yüz yirmiden fazlasının Basra şehrinde gömülü olduğunu söyledi.»
Her neyse, Enes’in ne dediğini bir dinleyin:
یابُنَّي ، إذا دَخَلْتَ عَلى أھْلِكَ فَسَلِّمْ یَكُنْ بَركةً عَلَیْكَ وَعَلَى أھلِ » قال لي رسول لله صَلّى للهُ عَلَیْھِ وسَلَّم » بَیْتِكَ
«Bir gün Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: «Oğlum! Ailenin yanına girdiğinde selam ver ki sana ve ev halkına bereket olsun.»
(Tirmizi 2698; Albani 1608)
– Eğer evde kimse yoksa, eve girerken «Esselamu aleyna ve ala ibadillahi salihin» yani «Bize ve Allah’ın bütün salih kullarına selam olsun» demelidir.
Selâm işitilebilir bir sesle, fakat aynı zamanda, selamı işitenleri rahatsız edecek veya uyuyanları uyandıracak şekilde yapılmamalıdır. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gece bir kimsenin evine girse, uyanıkların işiteceği, uyuyanların da uyanmayacağı bir sesle «selâm» okurdu. Bu, hem uyuyan hem de uyanık olan bir eve veya odaya giren herkes tarafından yapılmalıdır.
– Birinden çok kısa bir süreliğine ayrılsanız bile, tekrar «selam’ı» tekrarlamanız şiddetle tavsiye edilir. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) der ki:
«Sizden biriniz din kardeşine rastladığında ona selâm versin. Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.»
(el-Buhari 1010; ebu Davud 5200; Ebu Ya’la, 6350)
Bunun anlamı ne? Bu, bir kişiden çok kısa bir süreliğine ayrıldıysanız ve sonra ona geri döndüyseniz, onu tekrar selamlamanız şiddetle tavsiye edilir demektir. Meselâ, mescid’de iken abdest almak için orayı terk etsen, oraya dönerek orada bulunanlara tekrar selâm vermeniz daha hayırlı olacaktır. Doğrusu bu bir lütuftur, çünkü her bir selam için Allah’tan 10 sevap alacaksınız.
– Şuna dikkatinizi çekmek isteriz ki, bugün birçok insan selam vermek yerine ellerini kaldırmakla ya da başka bir jest yapmakla yetiniyor. Bu doğru değil. El hareketi ve kaldırılması selamın yerini tutamaz. Elin kaldırılması, özellikle uzaktaysa ve duymuyorsa veya sağırsa, yalnızca selamladığınız kişinin dikkatini çekmek için kullanılabilir, ancak selam kelimelerini ağzınızla telaffuz etmeniz gerekir. Aynı şey selâmın cevabı için de geçerlidir. Bir diğer yaygın hata da korna ile selam vermektir. Tanıdıklarının yanından geçen birçok insan, sinyale basar ve onları bu şekilde selamlar. Sinyal, selamın yerini alamaz. Sinyal sadece bir kişinin dikkatini çekmek için kullanılabilir, daha sonra onu ağızınızla selamlamak ve «Selam aleyküm» demek gerekir.
Selamlamanın bir diğer önemli normu, sadece buluşurken değil, ayrılırken de selamlamadır. Muhataplarınızdan ayrılırsanız, onlara «Selam aleykum» deyin. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurur:
«Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam, ikincisinden daha mühim değildir.»
(Ahmad, 7142; ebu Davud, 5208; at-Tirmizi, 2706)
– Erkeklerin buluşma ve selamlaşma sırasında birbirlerine el uzatmaları çok arzu edilir. İki Müslüman bir araya gelip el sıkıştığında, birbirlerinden ayrılmadan önce onların günahları mutlaka affedilir.
– Çocuklara selam vermeyi de unutmamalıyız. Enes (Allah ondan razı olsun) çocukların yanından geçerek onları selamlardı ve Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’in aynen böyle yaptığını söylerdi. Pek çok insan çocuklarını ihmal eder ve onlara «esselam aleyküm» demeyi önemli görmez. Ama Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) böyle değildi. Onları memnuniyetle karşılardı ve bunun birçok faydası var:
Bu, insanlara alçakgönüllülüğü öğretir ve kibirden vazgeçirir..1 Bu, çocuklara islam ahlakının normlarını öğretir, onlara asil ve güzel .2 nitelikler getirir. Çocuklar, yetişkin insanların onların yanından geçip onları selamladıklarını görerek, selamlara alışırlar ve bu önemli kutsanmış geleneği öğrenirler.
Çocukların kalplerinde sıcak duygular ve neşe uyandırır. Ve belki de .3 bunu asla unutmayacaklar çünkü insanlar çocukken edindikleri izlenimleri unutmaya meyilli değiller. Bu nedenle, sokaklarda ya da başka yerlerde oynayan çocukların yanından geçerken onları selamlamalıyız, çünkü bunun birçok faydası vardır. Ve son olarak söylemek istediğim şey: insanları selamlarken bir gülümsemeyi ve hoş bir ifadeyi unutmayın. Sonuçta kardeşine her gülümsemen sadakadır, nimettir, ihmal etme.
Bu din, Yüce Rabbimiz tarafından bize ne güzel bir armağandır! Rahmeti bize ne kadar büyüktür ki bizi cahilliğin karanlıklarından imanın ve İslam’ın ışığına çıkardı.
Yüce Yaratıcı tüm hayır işlerinizde yardımcınız olsun ve size her iki dünyada da gerçek mutluluğu versin!
Esselamü aleyküm.
Son yorumlar